İş dünyası, düşük kodlu (low-code) ve kodsuz (no-code) platformların yükselişiyle önemli bir dönüşüm yaşıyor. Bu platformlar, teknik olmayan kullanıcıların bile sürükle-bırak arayüzleri aracılığıyla fonksiyonel uygulamalar oluşturmasına olanak tanıyarak, yazılım geliştirmeyi demokratikleştiriyor. Bu durum, “İş analistlerinin rolü azalıyor mu?” sorusunu akıllara getirse de, gerçekte tam tersi bir etki yaratıyor. Düşük kodlu dünya, iş analistinin rolünü ortadan kaldırmak yerine, onu daha da stratejik bir konuma taşıyor. Artık sadece gereksinimleri toplayıp IT’ye aktaran bir aracı olmaktan çıkan iş analisti, iş birimleri ile teknoloji arasında köprü kuran, çözüm tasarlayan ve hatta bizzat uygulama geliştiren bir “problem çözücü” haline geliyor. Bu yeni dinamiklere uyum sağlamak için İş Analizi Eğitimleri ile yetkinlikleri güncellemek, profesyoneller için kritik bir adımdır.  

Gereksinim Analizinden Çözüm Tasarımına Evrim

Geleneksel modelde iş analisti, iş birimlerinin ihtiyaçlarını anlar, bunları teknik dokümanlara döker ve yazılım ekibine iletirdi. Düşük kodlu platformlar sayesinde, iş analisti artık sadece “ne” istendiğini değil, “nasıl” yapılabileceğini de tasarlayan kişi konumundadır. İş ihtiyacını anladıktan sonra, bu ihtiyacın düşük kodlu bir platformla hızlıca çözülüp çözülemeyeceğini değerlendirir. Eğer çözüm uygunsa, bizzat prototipler oluşturabilir veya uygulamanın ilk versiyonunu geliştirebilir. Bu, çözüm geliştirme döngüsünü haftalardan saatlere indirerek, iş birimlerine muazzam bir hız kazandırır.  

Stratejik Danışman Olarak İş Analizi

Düşük kodlu araçların yaygınlaşmasıyla birlikte, her departman kendi küçük uygulamalarını geliştirmeye başlayabilir. Ancak bu durum, kontrolsüz bir şekilde yönetilirse, veri silolarına, güvenlik açıklarına ve birbiriyle konuşmayan uygulamalardan oluşan bir “gölge IT” (shadow IT) sorununa yol açabilir. İşte bu noktada iş analisti, stratejik bir danışman rolü üstlenir. Hangi sürecin otomasyon için uygun olduğunu, hangi verilerin kullanılması gerektiğini, geliştirilen uygulamanın kurumsal standartlara ve güvenlik politikalarına uygun olup olmadığını denetler. Farklı departmanların geliştirdiği çözümlerin birbiriyle entegre çalışmasını sağlayarak, kurumsal verimliliği bütünsel bir bakış açısıyla yönetir.  

İletişim ve Paydaş Yönetiminin Artan Önemi

Teknolojinin kendisi basitleşse de, insan faktörü ve iş süreçlerinin karmaşıklığı devam etmektedir. İş analisti, düşük kodlu bir dünyada, her zamankinden daha fazla paydaşla (iş birimi liderleri, vatandaş geliştiriciler, IT güvenlik ekipleri, veri yöneticileri) iletişim kurmak zorundadır. Doğru ihtiyacı anlamak, beklentileri yönetmek, kullanıcıları eğitmek ve farklı ekipler arasında koordinasyonu sağlamak, projenin başarısı için hayati önem taşır. Bu nedenle, analitik düşünme ve problem çözme becerilerinin yanı sıra, iletişim, müzakere ve etkileme gibi sosyal yetkinlikler de iş analistinin en değerli varlıkları haline gelir.  

Kariyer yolculuğunda proaktif adımlar atmak ve değişen teknolojiye uyum sağlayacak yeni beceriler kazanmak, profesyonel gelişimin temelidir.